top of page

Sosyal medyada bilgi kirliliğinin önüne geçmek mümkün mü?


Özellikle kriz anlarında sosyal medya platformlarında paylaşılan bilgiyi süzerek bilgi kirliliğinin önüne geçmek mümkün.

Son yılların gerçeği medya ile okur arasında giderek cıvıltıya dönüşen ilişki… Bugün sosyal hesaplarını başarıyla kullanan, okuyucusuyla interaktif ilişkiye önem veren ve hatta takipçilerinden beslenen yayınların sadık okuyucularının omuzlarında yükseldiğini görüyoruz. Kullanıcılar kendi içeriklerini, ürettikleri bilgileri milyonlarla paylaşabiliyorlar. Ancak tüm bu içerik kontrolsüzce ortaya saçıldığında ortaya dev bir bilgi kakofonisi çıkıyor. Özellikle kriz dönemlerinde bu bilgilerin doğruluğu hayati olabiliyor ve kişisel bir öncü filtreleme mekanizmamız olması da bu krizlerin şiddetini azaltabiliyor. Mesela Gezi döneminde ortaya çıkan ‘kesin bilgi mi?’ sorusu yine kullanıcılar arasında oluşan haber doğruluğunu onaylama/süzme mekanizmasından başka bir şey değildi…

Kriz durumları zamanın en kritik olduğu anlar. Saniyelerin, dakikaların önemli olduğu bu anlarda iletişim kanallarının açık olması oldukça önemli. Ülkemizde hemen her terör saldırısından sonra gelen güvenlik amaçlı yayın yasakları ve sosyal medya yavaşlatmaları bu süreçte maalesef olumsuz rol oynuyor. İletişim kanallarını tamamen kesmek yardıma ihtiyaç duyanların seslerinin duyulmasını engellerken, hayati bir organizasyonun hızla gerçekleşmesinin de önüne geçiyor.

Etrafta dolaşan bilgi arttıkça doğruyu bulmak da bir o kadar zorlaşıyor. Yanlış bilgiler de en az doğru bilgiler kadar hızlı yayılıyor, öyle anlar oluyor ki dünyada ne olup bittiğine dair bilgiye haber kanalları ya da gazetelerden çok daha hızlı şekilde, sosyal medyadan ulaşıyoruz

Bilginin en hızlı yayıldığı ağ şüphesiz ki Twitter. Bu hız özellikle kriz anlarında bir yandan inanılmaz bir avantaj sağlarken yanlış veya dikkatsiz ellerde ciddi silaha dönüşebiliyor. Yalan bir haber çok takipçisi olan bir kullanıcı aracılığıyla bir anda milyonlarca insana ulaşabiliyor. O zaman da delinin birinin kuyuya fırlattığı taşı çıkarmak mümkün olmuyor. Çok kısa bazı güvenlik kontrolleriyle bu tip manipülasyonların önüne geçebilirsiniz.

  1. Profili inceleyin: Paylaştığınız içeriğin kim tarafından yayıldığına bakın. Kişinin profilini ve diğer tweetlerini inceleyin. Ayrıca hesabın ne zaman açıldığını kontrol edin. Yeni açılmış, daha önce birkaç tweeti olan hesaplara şüpheyle yaklaşmakta fayda var. Resmi kurumlarda çalışan kişiler yerine resmi kurum hesaplarını izleyin ve buradan gelecek açıklamaları dikkate alın. ‘Filancanın şurada çalışan amcası’ndan gelen bilgilere itibar etmeyin.

  2. Görselleri kontrol edin: Google ana sayfadan görsellere girip oradan da elinizdeki görseli arama çubuğuna yerleştirerek (veya URL’sini girerek) rahatlıkla görselin kontrolünü yapabilir daha önce farklı bir olayla ilişkilendirilip ilişkilendirilmediğini anlayabilirsiniz. ‘Bayrampaşa’da patlama’ diye paylaşılan fotoğrafın çok farklı bir olaya ait olduğunu görebilir, sorumsuzca insanları panikletmenin vicdan azabını yaşamaktan da kurtulursunuz.

  3. Resmi kaynaklardan ve/veya doğrulanmış içerikleri dikkate alın : Sosyal medyada özellikle siyasi gündemin yoğun olduğu kriz anlarında sıkça bilgi kirliliğine denk gelebiliyoruz. Bu gibi durumlarda, özellikle resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamaları dikkate almakta fayda var. Onların sosyal medya hesabını takip etmeye (özellikle Twitter), doğru bilgilere ulaşmaya çalışın.

bottom of page